Gençliği ve çobanlık yapması
Sevgili
peygamberimiz delikanlılık çağlarında amcasının geçimine katkıda bulunmak için
bir müddet “çobanlık” yapmıştı. O devirde ailenin ihtiyacı olmasa bile
gençlerin sorumluluk almaya alışması için bu gibi görevler verilirdi.
Bu iş, hemen
hemen bütün peygamberlerin yetişmesinde önemli yer tutmuştur. Sanki çobanlık
Allâh Teâlânın, peygamberlere vereceği görev için hazırlık imkanıdır. Hadîs-i
şerifte şöyle buyurmuşlardır:
“Mûsâ as
peygamber olarak gönderilmişti, kendisi koyun güderdi. Dâvud a.s. peygamber olarak gönderilmişti, o da koyun
güderdi. Ben de peygamber olarak gönderildim ve Ecyad’da âilemin koyunlarını
güderdim.” (İbn-i Sa’d, I, 126)
“Seni, ey Musâ, türlü türlü imtihanlarla sınayıp
yetiştirdik. Bu yüzden de yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra da
takdirimizle, buraya geldin! Seni Ben seçip Peygamberliğime hazırladım.” (Taha
40- 41)
Çobanlık,
sevgiyi sahiplenme ve merhamet etme boyutuyla öğreten bir sevgi pratiğidir.
Peygamber, zaten yumuşak kalpli olduğu gibi, çobanlık yaptığı sırada da
merhamet duyguları gelişmiştir. Sürüdeki zayıflara acıması, daha sonra da
ümmetinin zayıflarını düşünmesine vesile olmuştur.
Peygamber
efendimizin yaşadığı çobanlık deneyimi, kuşkusuz bir önder için çok gerekli
duygusal yetenekleri kazandırmıştı. Her şeyden önce çobanlık sırasında insan
tabiatla baş başadır; düşünmek için bolca zamanı vardır. Üstelik fikrini
etkileyecek konuşmalardan uzak, vicdanıyla baş başadır. Canlılar aleminin
ortasında, onlardaki işaretleri gözlemek ve ibret almak için çok elverişlidir.
Nitekim
Rasulullah bir gün:
−Allâh Teâlâ’nın gönderdiği her peygamber,
mutlaka koyun gütmüştür. buyurdu. Bunun üzerine müminler:
−Siz de mi
koyun güttünüz, yâ Rasûlallâh? diye sordular.
Efendimiz:
“−Evet,
Kararit mevkiinde Mekkelilerin koyunlarını güderdim” buyurdu. (Buhârî, İcâre,
2, Enbiyâ, 29; İbn-i Mâce, Ticâret, 5)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder