Hz Muhammedin Süt Anneye Verilişi



 

Süt anneye verilişi

Halime, daha kucağına ilk alışında sevgi duyduğu bu yetimin, ailelerine mutluluk ve fakir köylerine bereket getirdiğini söylemişti. İri siyah gözleri, pembe beyaz çehresiyle, içinin güzelliğini dışına yansıtan küçük Muhammed, adı gibi sevilip övülen biri olmuştur kısa zamanda.
Peygamber efendimiz bir yaşına geldiğinde istemeye istemeye, ailesine iade etmeye, Mekkeye getirdiler. Ancak annesi Amine oğlunu çok özlediği halde yeniden süt annesine vermek zorunda kaldı, çünkü o sırada Mekke’de salgın hastalık baş göstermişti. Bu yüzden peygamber efendimiz dört yaşına kadar annesinden uzak kaldı.

Zaten süt annesi Halime bu çocuktan ayrılmayı hiç istememişti. Ancak onda gözlediği sıradışı haller sebebiyle korkarak, ailesine teslim etmeye karar vermiştir. Hz. Muhammed’in çobanlık yapan büyük kardeşleriyle evden uzaklaştıklarında başına ilginç olaylar gelmektedir.
Bu arada Peygambere ileride yükleneceği görevlere hazırlamak üzere ilk olağan üstü tecrübeleri de bu sırada olmuştur. Genel kabule göre çocuk yaşta peygambere melekler görünmüş, hatta ileride yükleneceği görev için özel bir kalp ameliyatı yaşamıştır.
Bir adam peygamberimize sordu;
−Peygamberliğinizin ilk alâmetleri ne idi?Allâh Rasûlü  şöyle buyurdu:
−Benim sütannem Sa’d bin Bekr oğullarındandı. Ben ve süt kardeşim hayvanlarımızı alıp gitmiştik. Ya­nımıza hiçbir yiyecek de almamıştık. Dedim ki:
−Kardeşim, haydi git annemden biraz yiyecek al da gel!
O gitti, ben hayvanların yanında kaldım. Aradan çok geçmeden beyaz elbiseli iki melek geldi, biri diğerine:
−Bu, O mudur? diye sordu. Öteki de:
−Evet dedi.
Hemen yanıma geldiler, beni sırtüstü yatırdılar, göğsümü açtılar. Sonra kalbimi çıkardılar, onu yarıp içinden iki siyah kan pıhtısı çı­kardılar. Sonra içi­mi yıkadılar. Sonra:
−Haydi şimdi huzur ve sükû­neti getir! dedi. Onu kalbime yerleştirdiler. Daha sonra biri öteki­ne dedi ki:
−Haydi kapat ve onu peygamberlik mührü ile mühürle! O da kalbimi kapattı ve nübüvvet mührüyle mühürledi... Daha sonra ayrılıp gittiler, hakîkaten çok korkmuştum. Sonra dönüp eve gittim ve başıma gelenleri bir bir süt anneme anlattım…” (Ahmed, IV, 184-185; İbn-i Kesîr, el-Bidâye, II, 280; Heysemî, VIII, 222)
Peygamberin kalbinden kötü huyların kaynağı olan fena damarlar çıkarılmış; ilerde yaşayacağı zorluklara dayansın, vahye tahammül göstersin diye, manevi nur kaynakları koyulmuştur. Bu rivayetlerin ayrıntısını ve iç yüzünü asla bilemeyeceğimiz için kısa geçiyoruz, sadece, Halime’nin bu olaylardan sonra onu annesine getirdiği rivayetini aktarıyoruz.
Çocukluk çağında bir arada olduğu bu aile, peygamberin hayatında büyük öneme sahiptir. Bu aile içinde Hz. Peygamber, kır hayatın yaşayan samimi insanlarla haşır neşir olmuştur. Büyük şehir hayatının dedikodu, güç, imtiyaz ve entrikalarından uzak, doğal bir hayat. Bu hayat şartlarında tabiatla iç içe, zorluklara karşı dayanışma içinde yaşayan kırsal bölge insanları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder