Hz Muhammedin Ticaret Hayatı



Ticaret hayatı

Peygamber efendimiz yirmili yaşlarına geldiğinde, olgun davranışlara sahip, kendini yetiştirmiş biridir. Akıllı ve olgun yaratılışlı olduğu gibi, Mekke’nin tüccarlarından olan amcalarının da yardımıyla ticareti öğrenmiştir.
O ticaret sayesinde kendi hayatını kazanmış, kimseye muhtaç olmamıştı. Üstelik ticaret hayatı sırasında sergilediği dürüstlüğüyle herkesin takdirini kazanmıştı.

Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- nübüvvetten önce de mürüvvet itibâriyle kavminin en üstünü ve güzel ahlaklısı, soy îtibâriyle en şereflisi, komşuluk hakkına en ziyâde riâyet edeni, hilim ve sadâkatte en üstünü, emniyet ve güvenilirlikte en önde geleni, insanlara kötülük ve eziyet etmekten en uzak duranı idi. Hiç kimseyi kınayıp ayıpladığı, hiç kimseyle münâkaşa ettiği görülmemişti. Öyle ki Cenâb-ı Hak bütün iyi haslet ve meziyetleri onda topladığı için kavmi kendisine «el-Emîn» vasfını vermişti. (İbn-i Hişam, I, 191; İbn-i Sa’d, I, 121)
Sâib bin Ebi’s-Sâib r.a.şöyle anlatmaktadır; Allâh Rasûlü’nün yanına geldim. Ashâb-ı kirâm beni medh etmeye ve hakkımda güzel şeyler söylemeye başladılar. Rasûlullâh as:
−Ben onu sizden daha iyi tanırım! buyurdu. Ben de:
−Doğru söyledin, anam babam sana fedâ olsun. Sen benim ortağımdın, hem de ne iyi bir ortak. Ne karşı koyardın ne de münâkaşa ederdin. dedim. (Ebû Dâvud, Edeb, 17/4836; İbn-i Mâce, Ticârât, 63)
Mekke halkı ticaret imkanlarını iyice geliştirmiş, zenginliğe erişmişti. Ama bu durum onları dini ciddiye almayan, turizm ve ticaret vesilesi gibi kullanan, samimiyetsiz bir topluluk haline getirmişti. Paraları çoğaldıkça putların sayısı da çoğalmıştı ve put satmak için uydurulan hurafelerin sayısı da.
Gerek başka milletlerden öğrendikleri, gerek kendi geliştirdikleri faiz, ticaret hileleri ve zorbalıklar, zayıflar için hayatı çekilmez hale getiriyordu. Peygamber efendimiz toplumundaki fena davranışları hiçbir zaman benimsemediği halde, hayata hep iyimserce, umutla tutunmuş, başarılı da olmuştur.
Peygamber efendimizin Hz. Haticenin kervanlarının yöneticiliğine getirilişinden; onun ticaret hayatında hem akıllı, ileri görüşlü, hem dürüst ve güvenilir olarak güven kazandığını anlıyoruz. Hz. Hatice daha evlenmediği sırada dahi ona geniş yetki tanımış, ailenin emektarı  Meysere’ye, “o ne emrederse yapın” diye tembihlemişti. 
Ancak o kendi hayatındaki başarılarıyla yetinen, toplumdaki adaletsizlikleri umursamayan biri haline gelmemiştir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder